Deneme denemek, Film, hayat

Yıl sonu yazı yazma meydan okuması, Gün: 11, 12, 13 ve 14

Herkese Merhaba

Meydan okumanın yeni kaçaklarını verdik. Sağlık olsun, önemli olan devam etmek. Şu sıralar toplantılardan dolayı biraz yoğundum. 15. yani bugünü nasıl yazacağım bilmiyorum ama yetiştirmeye çalışacağım

Photo by Olya Kobruseva on Pexels.com

Kaçırdığım ve yazıda bahsedeceğim konular şunlar:

  • Hayatında keşke şöyle olsaydı dediğin bir şey
  • Hayatındaki 5 lütuf
  • Heyecanlandığın bir konu
  • Tekrar izlemekten sıkılmadığın 5 film.
Okumaya devam et “Yıl sonu yazı yazma meydan okuması, Gün: 11, 12, 13 ve 14”
Film, Kategorisiz

Fun with Dick and Jane

Herkese merhaba

Geçen gün bir komedi filmi izledim. Uzun süredir böyle komik filmler izlemediğim için bu blogta yazayım dedim. Filmin adını Türkçeye “Dick ve Jane İşbaşında” diye çevirmişler. Film aslında eski bir film, 2005 yapımı, başrolünde Jim Carrey var ama Jim Carrey’nin diğer filmleri kadar popüler değil (neden acaba ?) Bence Yes Man’den daha iyi özellikle espriler ve işleniş bakımından.

Okumaya devam et “Fun with Dick and Jane”
Film

Legends of the Fall – İhtiras Rüzgarları

Bir film izledim ve neden arada bir kötü filmler izlememiz gerektiğini tektar hatırladım. Kötü filmler olmasa iyi filmlerin değerini bilemeyeceğiz çünkü.

Başrollerde Anthony Hopkins ve Bradley Pitt’i görüp, film hakkındaki küçük açıklamayı okuyunca aaa bu güzel bir filmdir diye umdum, ailece izlemek için indirdim. Ama güzel bir film değildi, malesef.

Okumaya devam et “Legends of the Fall – İhtiras Rüzgarları”
belgesel, Dizi, Film

Belgeseller

Devamını okudan birinci sayfaya ulaşabilirsiniz ya da yakınmalarımı okuyabilirsiniz.

Dizi sektörü iyice saçmalamış, sinemalar kapanmış, dört gözle beklediğim Mulan üzerinden ırkçılık kavgaları artmış, netflix rtük kavga ederken izleyebileceğimiz güzel belgesellerden bir liste oluşturdum bugün. Şimdi bu saçmalıklar arasına minnoşlar da girince ver elini belgeseller.

Zaten hiçbir diziye, filme, oyuna hiçbir şeye odaklanamıyorum. Bu yazıyı da 10 ağustosta yazmaya başlamışım. Odaklanamadığım gibi tembelleşiyorum da harika. Ve yetmedi şu salgın arttı, hayat zorlaştı, planlar suya düştü ve en kötüsü bir dönem daha uzaktan çekiceğim. Ama zihinsel sağlığı korumak ve bir şeyler yazarak kendimi iyi hissetmem şart. Taslaklarda 40’tan fazla yazının beklediğini bilmek de stres ama yaşıyoruz işte. En azından belgeseller var:)

Belki belgeseller gibi bilgi içerikli şeyler odaklanmama, ne bileyim bir şeylere işe yarar diye düşündüm ve yaradı. Aynı zamanda insanlar arada bir belgesel izlemeli. Taraflı olabilirler ama yine de bilgi verici ve gerçekçiler. Ve bittikten sonra senaristlere kızmıyoruz ve dizilerden daha fazla birşeyler kattıklarını hissediyoruz. Farkındalık için de lazım.

Okumaya devam et “Belgeseller”
Dilbilim, Film

The Professor and the Madman

Bu filmi üniversitedeki İngiliz edebiyatı hocam ilk çıktığında tavsiye etmişti. Konu ilgi çekici olsa da kendisini o sıralar sevmediğimden dolayı ciddiye almamıştım. Neyse şimdi izledim ve film gerçekten efsaneydi özellikle edebiyat, sözlük, az da olsa dilbilime değinmesi ve dönem filmi olması sebebiyle.

Öncelikle filmin en az beğendiğim yönü, Türkçe başlık çevirisine dikkat çekmek istiyorum. Ben %100 İngilizceden izledim ama olsun. “Deli ve Dahi” mi ? Cidden mi ? Bari ilk dahiyi deseydiniz. Ya da direkt çevirseydiniz keşke “Profesör ve Deli” diye. Şimdi bu küçük ayrıntıya mı takılıyorsun diyeceksiniz ama tüm profesörler dahi değil bir(tecrübeyle sabit malesef), profesör kelimesi daha çok kitaplarla işi olan, çalışan-.çalışkan akademik insanı anımsatırken bana, dahi kelimesi daha çok mucitler ne biliyim sıra dışı uçuk insan çağrışımı yapıyor iki. Tamam bu paragraf hiç olmamış gibi devam edelim.

Okumaya devam et “The Professor and the Madman”
Dizi, Film, Müzik

Ragnarok / Dizi + Bonus

Geçen gün kardeşimle bitirdiğimiz bir diziden bahsedeceğim bugün sizlere.

Mitolojinin günümüze uyarlandığı yapımlara bayılan ben, netflixte böyle bir dizinin yayınlanacağını duyunca heyecanlandım tabi ki. Doğa ve çevre sorunlarına da değineceğini duyunca daha da merakla bekledim. Ayrıca hep merak ettiğim, gidip görmek istediğim ülkelerden biri olan Norveçte geçmesi diziyi izlemem için başka bir sebepti.

Birinci bölümü izledim ve bölümün sonunda çok üzücü bir şey olunca(Nedeeeen!!! 😫) diziye ara verdim.

Okumaya devam et “Ragnarok / Dizi + Bonus”
Film

Öğretmenlikle ilgili Filmler

Gelecekteki mesleğim hakkında, bu meslekte kendimi geliştireyim diyen ben, izlediğim ve tavsiye ettiğim filmlerden küçük bir liste yaptım. Bu konuyla ilgili başka filmler de var elbette, onları da yakında izlemeyi düşünüyorum. Sizin de bildikleriniz varsa mutlaka yorumlara ekleyin.

Dead Poets Society, Ölü Ozanlar Derneği (1989)

Okumaya devam et “Öğretmenlikle ilgili Filmler”
Anime, Film

Tenki no Ko / Anime

Merhabalar

Uzun zamandır beklediğim bir anime filmini izledim ve çok mutluyum sizinde izlemenizi tavsiye ederim. O kadar beklediğime değmiş. Yağmuru çok seven benim için bu film gözlerime ve ruhuma bir şenlikti.

Filmimizin adı “Tenki no Ko, 天気の子”, direkt Türkçeye çevirirsek anlamı “Hava durumunun çocuğu” oluyor ama İngilizcede yayıncılar “weathering with you” diye çevirmiş. Weather’ın hepimiz hava durumu olduğunu biliyoruz ama “weathering” kelimesinin hava etkisiyle değişme, ayrışma anlamaları da varmış. Hikayeyi de düşününce güzel bir çeviri ama orijinal ismini tercih ederdim. İçinde “you” geçen başlıkların çok satması gerçeğinden hoşlanmıyorum.

Okumaya devam et “Tenki no Ko / Anime”
Film

Joker 2019 Film

Yakarsa dünyayı garipler yakar

Müslüm Gürses

Geçen cuma arkadaşımla bu filmi izlemeye gitmiştik. Bu cumada yazısını yazıyorum. Aslında çoktan hakkında yazılar yazıldı. Övüldü, eminim kimileri tarafından da sövülmüştür(Öhöm uçuk marvel hayrankız grubu öhöm). Ama ne övgüler ne de sövgüler bu filmin konusunun Müslüm babanın yukarıda ifade ettiği garipler hakkında olduğu gerçeğini ve filmin çok gerçekçi olduğunu değişteremez.Peki kim bu garipler ? görmezden geldiğimiz ve görmezden gelmeye devam ettiğimiz yaşamaya çalışan, tutunacak dal arayan, sokaklarda gördüğümüz, yanından geçtiğimiz, bir şeyler yapmak istesek de yap(a)madığız, kimi zaman korktuğumuz çoğunluğunu işçilerin, düşkünlerin, düşmüşlerin oluşturduğu sınıftan çok daha fazlasıdır. Eğer sen bu yazıyı rahatlıkla okuyorsan ve eğer ben rahatlıkla yazabiliyorsam, biz garip değiliz.

Spoilersiz