Herkese merhaba
Uzun zaman oldu. Arayı daha da uzatmamak için ve eğer yılın ilk günü bir yazı yazarsam diğer günlerde yazı yazabilirim düşüncesi ile bu yazıya başlıyorum.
Şaka maka 2021 bitti. 2022’deyiz. 2022 benim için genel olarak kötü bir yıldı. İçinde pandemi yoktu belki ama zor bir yıldı. Ekonomik kriz, zam üstüne zam, çalışma hayatı ve tatminsizlik. 2021’de ben ben değildim galiba. Sevdiğim hiç bir şeye adam akıllı vakit ayıramadım. Ne bu bloga, ne oyun oynamaya, ne kitap okumaya, ne gezip tozmaya ne kendi iç dünyama ne sağlığıma ne de gerçekten çalışmak istediğim konulara. Bu yıl gerçekten çok anlamsız ve boştu. Her üç günde bir gelen “hayat bu muymuş?” sorgulamaları, sürekli sanki başka bir yerde başka bir şey yapmam gerekiyormuş hissi, inekleme ama ders çalışamama durumları beni çok yordu. Sanırsam yetişkinlik para kazanmak, topluma hizmet etme uğruna sevdiğin şeylere vakit ayıramama ve kolay kolay tatmin olamama durumu… Yanlış anlaşılmasın çalışmayı, para kazanmayı seviyorum ama keşke kendime daha çok vakit ayırabilsem. 2023’te en çok başarmak istediğim şey zaman yönetimi öğrenmek. Umarım başarabilirim.
Bu yıl goodreadste yaptığım kitap okuma meydan okumamı bitiremediğim için moralim ayrı bozuk. Bitirdiğim test kitaplarını sayarsak işler değişir ama test kitabı okuma kitabı değildir. Ve malesef okuduğum manga ve hafif romanları da saydım çünkü onları çıkartırsam geriye çok bir şey kalmıyor.
Bu arada test kitaplarından bazen ilginç bilgiler öğrenebiliriz özellikle İngilizce ÖABT ise.
Hep merak etmişimdir neden İngilicede Türkçedeki gibi Bay – Bayan kavgası yok diye. 
Demir Kır At Demokrat ne? 
Test çözerken itin aklına çomağı getirmek. 
Hooker kelimesinin kökenin böyle olacağını düşünmezdim. Hook kanca kancaya takılmaktan ilişki kurulmuştur diye düşünürdüm. 
Blog Kelimesinin kökeni. Bunu blogta paylaşmazsam içinde kalırdı
Bu ve önceki yıllarda okuduğum bir kaç kitaptan bahsedeyim. Belki açılışı kitaplarla yaparsam bu yıl kitaplarla dolu bir yıl olur.
Tokyo Ueno İstasyonu – Miri Yu
Tokyo Ueno parkında yaşayan bir evsizin gözünden 1900’lü yılların Japonyasını okuyacağınız bu roman kesinlikle herkese hitap eden bir kitap değil. İnanılmaz depresif. İnsanlığımı Yitirirken kadar olmasa da yaklaşır.
Kitabın ana karakteri Kazunun gözünden Tokyonun günlük hayatı, farklı kesimlerdeki insanlar arasındaki uçurumu iyi hissediyoruz.
Kitabın Yazarı Miri Yu anadili Japonca olan bir Koreli, ailesi Kore savaşı sırasında Japonyaya yerleşmiş. Çocukluğundaki akran zorbalığını edebiyata sığınarak geçirmiş, intihar girişiminde bulunmuş kadın bir yazar.
Uysal Kız – Fyodor Dostoyevski
Yolda okumalık ince kitaplardan biri. Okurken irkilmedim desem yalan olur. Kitap bir gazete haberinden uyarlanan ama artık haber olmaktan çıkan düşsel bir öyküymüş. Gururlu bir kız ve onunla evlenen kendisinden yaşlı rehine dükkanı işleten bir adamın öyküsü bu. Hikayeyi adamın bakış açısından oldukça öznel ve kendini haklı çıkarmaya çalışan bakış açısından okuruz. İlişkileri git gide kötüleşir ve kız intihar eder ama önemli olan kısım tüm kısa öykülere olduğu gibi sonuç değil gidişattır. Neden intihar etmiş, ne yaşamış umarım vakit bulur, okur, anlarsınız. Dostoyevski yine ustalığını konuşturmuş, kısa ama etkileyen bir öykü yazmış.
Tilki – D.H. Lawrence
D.H Lawrence adını duyduğum bir yazardı. Bu kitabı çok beğenmesem de bu kitap yüzünden kpss’de soru yaptığımı unutmayacağım. Bu kitaptan daha büyük beklentilerim vardı.
II. Dünya savaşı sırasında Jill Banford ve Nellie March isimli kız kurusu olmaya yaklaşmış iki kadın kendilerine ait küçük bir çiftlik kurarlar. Bir tilki çiftliklerine musallat olur ve tavuklarını yer. March tilki ile göz göze gelir ama öldüremez.
SPOİLER:Aylar sonra gerçek tilki olan savaştan dönme Henry gelir ve Marchtan hoşlanmaya başlar. O zamanın geleneklerine uygun olmayarak kızlar Henrynin yanlarında kalmasına izin verir ama sonra oğlanı postalamaya çalışırlar. Henrynin Marchtan hoşlanmasından memnun olmayan Banford’u Henry üzerine ağaç keserek öldürür ve kaza süsü verir. March Henry ile evlenir.
Çok önermem açıkçası. Çok merak ediyorsanız okuyun.
Freud bu işe Ne derdi? – Sarah Tomley
İş bankası kartınız varsa iş bankası yayınlarının kitaplarını indirimli alabiliyorsunuz. Bu şekilde aldığım kitaplardan biri bu. Psikolojiye ilgili olanların okumasını özellikle öneririm. Bu kitap konuyu çok derinlemesine işlemeden konu hakkında genel bilgi veriyor ve her bölümün sonunda da o alanda çalışmış psikologların ve ilgili kuramların adını listeliyor. Ama kitabın en güzel yanı bölümleri ve başlıkları gündelik hayattan seçmesi. Yani “Koşullanmış Duygusal Tepkiler” oluyor “Neden sürekli aynı markayı alıyorum?”
Bu serinin iki kitabı daha var. Biri felsefe ile ilgili diğeri de siyaset kuramcıları, onları okumak için heyecanlanıyorum. Biraz yavaş okunuyor ama okunuyor.
Buluttan Kale – Kerstin Gier
Bir çay eşliğinde bir yudumda okunabilecek gizemli ve tatlış bir kış macerasına merhaba deyin. Kapağı ile gönlümü fetheden bu kitap Fanny Funke isimli bir kızın Wolkenschloss yani buluttan kale isimli Alplerde bulunan lüks tarihi otelde çocuk bakıcısı olması ile başlıyor. Diğer sıkıcı stajyer kızlar, Fraulein Müller, yorucu konuklar arasında Fanny kendini çözülmesi gereken bir gizemin içinde bulunuyor. Yoksa bu otel düşündüğü kadar güvenli değil mi?
Bu kitap eğlenceli ve keyifli bir hikaye ve Fanny tatlı bir ana karakter. Kitabın en sevdiğim yönü çok fazla karakterin olması. Kitabın sonunda tüm karakterlerin olduğu bir liste var. Karakterler arasında en sevdiklerimse kesinlikle Hugolar.
Bu yazarın önceden Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisini okumuştum. Çerezlik bir seriydi. Bu kitap gibi kapakları çok güzeldi.
Kitabı önerir miyim diye sorarsanız. Güzel, eğlenceli bir kitaptı. Hayat değiştiren ya da ağzı açık bıraktıracak bir yönü yok. Gizemi güzeldi ama efsane değil hani. Okurken keyifliydi. Umarım ilerde filme uyarlanır.
Şimdilik benden bu kadar.
Umarım 2023 size ve çevrenize mutluluklar getirir.
Bir oturuşta bu yazıyı yazdım. Bu iyiye işaret. 2023 bana mutluluk getirecek. İnşallah.
En yakın Zamanda görüşmek üzere.
-Alumina
Bir Hayalperestin Eskiz Defteri 