Herkese Merhaba
Meydan okumanın yeni kaçaklarını verdik. Sağlık olsun, önemli olan devam etmek. Şu sıralar toplantılardan dolayı biraz yoğundum. 15. yani bugünü nasıl yazacağım bilmiyorum ama yetiştirmeye çalışacağım
Kaçırdığım ve yazıda bahsedeceğim konular şunlar:
- Hayatında keşke şöyle olsaydı dediğin bir şey
- Hayatındaki 5 lütuf
- Heyecanlandığın bir konu
- Tekrar izlemekten sıkılmadığın 5 film.
Hayatımda keşke dediğim çok fazla şey var ama en büyük keşkem, keşke ailemin beni çok istediğim bir konuda oyaladığını erken farketseydim. Konu yurtdışında okuma isteğim. Bilindik konu. Babama önce erasmusa gidebilirsin dedi, sonrasında sıkıştık para yok dedi. Yüksek lisansa yollarım dedi şimdi yüksek lisansa hazırlanıyorum, ben sana maddi destek olmam diyor. Bunu baştan söylesene. Okuldayken çalışıp para biriktirirdim sana güveneceğime. Heralde büyüyünce bu isteğimin gideceğini zannetti ama öyle olmadı.
Hayatımdaki 5 lütuf.
- Sağlık, açıkcası çok sağlıklı bir insan değilim, obezim ve hormonel sıkıntılarım var ama hala nefes alabiliyorum ve yürüyebiliyorum. Ve korona başladığından beri hiç korona geçirmedim.
- Aile, üstteki paragraftan sonra biraz tuhaf gelecekler ama iyi ki varlar. Özellikle kardeşlerim.
- Vaktinde çok kitap okumuş olmak. Kitap okuyanla okumayanın hali anlaşılıyor.
- Hobilerimin olması. Günümüzde çok üzücü bir şekilde hobiye insanlar ekstra yük masraf olarak bakıyorlar. Ben vakti zamanında iyiki hobi malzemeleri biriktirmişim.
- Bir hedefimin olması ya da şu ölmeden önce yapılacaklar listemin olması. Tamam tembelim biraz çok istediğim gibi bir ilerleme gösteremiyorum ama olsun yapacak yapmak istediğim bir şeyler olması bir lütuf bence
Heyecanlandığım bir konuda yazmam gerekiyormuş. Şu sıralar heyecanlandığım tek konu Shuuen no Virche. Oyun hakkında biraz spoiler yemiş olabilirm ama önemli değil hala deli gibi merak ediyorum.
Bu oyunu en çok merak etmemin sebebi hikayenin geçtiği evren. Hikaye avrupai bir ada ülkesinde geçiyor ve bu adada insanlar ölüm lanetinden dolayı 23 yaşına girmeden ölüyorlarmış. Çözüm olarak klonlamayı geliştirmişler. 23 yaşından sonra anılarını klonlarına aktarak yaşamaya devam ediyorlar ve bu yüzden tüm ada genç nüfuslu gözüküyor. Düşünsene karşındaki adam 50 yaşında ama 23 gözüküyor. Ya çok merak ediyorum sosyal ilişkiler nasıl olur böyle bir yerde. Heralde görüntü aldatıcıdırın vücut bulmuş hali.
Onun dışında bu oyunun senaryosunu en sevdiğim senaristlerden biri yazıyor ve görsellerde de gördüğünüz gibi çizerininde harika bir tarzı var. Çok detaylı ve gerçekçi bir tarz. Yine heyecanlandım şimdi.
Tekrar tekrar izlemekten sıkılmadığım 5 film
PK
Din, insan ve toplum eleştirisinin en iyi yapıldığı, güldüren ve düşündüren bir film. İzlemediyseniz mutlaka izlemenizi ve izletmenizi öneririm. Süresi insanın biraz gözünü korkutabilir 3,5 saat falandı ama inanın değiyor. Bu filmi ilk defa lise öğrencisiyken izlemiştim. O sıralar karşılaştırmalı dünler tarihi diye bir dersimiz vardı. O filmde hindistandaki dinleri işliyorduk: sihizm, hinduizm, budizm, islam, hristiyanlık, jainizm vesaire vesaire. Bu film sadece hindistan gibi bir yerde çekilebilirdi. Dünyada başka bir ülkede bu kadar çok din bir arada bulunmuyor çünkü.
Filmin konusuna gelirsek. Bir uzaylı (Aamir Khan) insanları anlamak için dünyaya daha doğrusu Hindistana iner. Yaşasın ilk defa Amerikada geçmeyen bir uzaylı filmi yeeeey. Uzaylı tamamen çıplaktır ve boynunda parıldayan bir kolye bulunur. Bu kolye aslında uzay gemisinin anahtarıdır ve dünyaya gelir gelmez bu anahtarı çaldırır. Uzun yanlış anlaşılmalardan, maceralardan ve kültürel şoklardan sonra anahtarını armaya koyulur. Bu arada insanlar tuhaf davranışlarından dolayı ona “peekay PK” yani sarhoş adını takmıştır. PK insanlara uzay gemisinin anahtarını sorduğunda aldığı cevap “bunu sadece tanrı bilir” olunca tanrıyı aramaya başlar ve yolları kırık kalpli haber sunucusu Jaqat Janani ile kesişir.
Tangled
Bu film ilk çıktığında sinemasına gitmiştim. 3D efektlerle o fener sahnesi çok büyüleyücü gelmişti. Çok beğenmiştim. Çıldırmıştım. Hayallerinin peşinden koşan sarı saçlı çılgın bir kız vardı filmde ve onu kurtarmaya gelen bir prens yoktu aksine serseri hırsız Flynn Rider ve beyaz atı vardı. Bu filmi izlemeyen herkese öneririm.
Pers Prensi
Neden bilmiyorum ama ben bu filmi çok seviyorum tamam tarihi gerçeklere çok uymuyor, tamam adapte edildiği oyuna da çok uymuyor ama bence harika bir film. Görmeye alıştığımızın tersine avrupai bir yerde geçmemesi, keskin dilli hırçın prenses ve güçlü ama soysuz prens ikilisi, aksiyon sahneleri, haşhaşiler, güzel kostümler, detaylı setler, güçlü oyuncular ve güzel bir müzik daha ne olsun.
Bu filmi izledikten sonra meraklanıp pers prensinin oyunu bulup oynamayı denedim. Eski bir oyun olduğu için grafikleri kötüydü yarıda bıraktım belki tekrar oynarım. Ardından Assassins Creed’e sardım ve AC oynadığım en güzel oyunlar arasında. Keşke Ubisoft Pers prensisnin remastered versiyonunu falan yapsa. Çok güzel olurdu.
Mulan
Çocukken izlemeyi en sevdiğim filmdi ve bana sorarsanız hala disneyin en iyi filmlerinden. Üzerinden kaç yıl geçti hala esprilerine gülebiliyorum. Mulanı disneyin diğer prenseslerine kıyasla asi bir kız oluşu ve kendisine kurtaracak birine ihtiyacı olmamasından dolayı seviyorum.
Onun dışında filmin başındaki reflection şarkısı yıllarca yaşadığım bir çok duygunun tercümanı oldu. O şarkıyı o kadar çok seviyorum ki anlatamam.
Madagascar 3
Yine esprilerine çok güldüğüm film, bu esprilere çocuk filmi demek bence komik olur. İzlemediyseniz tüm seriyi izlemenizi öneririm, benim içlerinden en çok beğendiğim ve evdekilerle ne zaman film bulamasak açtığım film bu. Penguenlerin hastasıyım.
Normalde bu challenge maddelerini uzun uzun yazmam gerekiyordu ama olmuyor. Benden şimdilik bu kadar
-Alumina
Bir Hayalperestin Eskiz Defteri 